Blefarit: Göz Kapağı İltihabı Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Blefarit Nedir?

Blefarit, göz kapağı iltihabı olarak bilinen ve genellikle her iki göz kapağını da etkileyen kronik bir oftalmolojik hastalıktır. Göz kapaklarının kenarlarında meydana gelen bu inflamasyon, genellikle kirpik diplerinde yağ bezlerinin tıkanması veya bakteriyel enfeksiyonlar sonucu gelişir. Hastalık, genellikle rahatsız edici ama ciddi görme kaybına neden olmayan bir tabloyla seyreder. Ancak kronik blefarit, yaşam kalitesini düşürebilir ve göz kuruluğu, iritasyon, göz yüzeyinde hasar gibi komplikasyonlara neden olabilir.

Bu hastalık, oftalmoloji pratiğinde sıkça karşılaşılan ve hem tanı hem de tedavi süreçleri açısından dikkatli yönetim gerektiren bir durumdur. Özellikle altta yatan nedenin doğru şekilde belirlenmesi, kanıta dayalı tedavi protokollerinin uygulanabilmesi için kritik öneme sahiptir.

Hastalar çoğunlukla gözlerde yanma, kaşıntı, kızarıklık, bulanık görme veya kirpik dibinde kabuklanma gibi semptomlarla başvurur. Bu semptomlar zamanla artabilir ve yanlış veya geç müdahale durumunda göz yüzeyinde kalıcı tahriş gelişebilir.

Blefarit Tanım ve Hizmet Kapsamı (Blepharitis)

Tıbbi literatürde blefarit, İngilizcede “Blepharitis” olarak adlandırılır. Oftalmolojide, bu durum anterior ve posterior olmak üzere iki ana tipe ayrılır:

  • Anterior blefarit, kirpiklerin tabanında meydana gelir ve sıklıkla bakteriyel enfeksiyon veya seboreik dermatit ile ilişkilidir.
  • Posterior blefarit ise göz kapağındaki meibomian bezlerinin disfonksiyonu nedeniyle oluşur. Bu tip blefarit, genellikle göz kuruluğu ve meibomian gland disfonksiyonu (MGD) ile ilişkilidir.

Tedavi süreci hem semptomların kontrol altına alınması hem de altta yatan nedenin ortadan kaldırılması üzerine kuruludur. Uzun süreli ve kronik seyirli olması nedeniyle kişisel hijyen eğitimi, koruyucu yaklaşımlar ve düzenli göz hekimi kontrolleri büyük önem taşır.

Blefarit Belirti ve Semptomlar

Blefarit, çeşitli göz belirtileriyle kendini gösterebilir. Hastalığın başlangıç evresinde semptomlar hafif olabilirken, kronikleşmesiyle birlikte göz kapağında kalınlaşma, kirpik dökülmesi ve göz yüzeyinde irritasyon daha belirgin hale gelir.

Yaygın belirtiler:

  • Göz kapağında kaşıntı ve yanma hissi
  • Göz kapağının kenarlarında kızarıklık ve şişlik
  • Kirpik dibinde yağlı, sarımsı kabuklanma
  • Sabahları kirpiklerde çapaklanma
  • Gözlerde yabancı cisim hissi
  • Aşırı göz yaşı üretimi veya göz kuruluğu
  • Gözde batma hissi
  • Işığa karşı hassasiyet (fotofobi)
  • Kirpik dökülmesi
  • Bulanık görme (geçici)

Bu semptomlar, hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir ve tedavi edilmediğinde daha ciddi göz yüzeyi hastalıklarına zemin hazırlayabilir.

Ne Zaman Doktora Görünmeli?

Aşağıdaki durumlarda bir oftalmoloji uzmanına başvurulması önerilir:

  • Göz kapaklarında kronikleşen kızarıklık ve kaşıntı
  • Gözlerde sürekli batma ve kuruluk hissi
  • Kirpik diplerinde kalıcı kabuklanma veya akıntı
  • Görme kalitesinde azalma veya bulanıklık
  • Evde bakım yöntemlerine rağmen geçmeyen semptomlar
  • Gözde ağrı, şişlik veya ışığa hassasiyet

Erken dönemde yapılacak doğru tanı ve tedavi, komplikasyonların önlenmesinde etkilidir.

Blefarit Nedenleri

Blefarit, birçok farklı nedene bağlı olarak gelişebilir. En yaygın nedenler şunlardır:

  • Bakteriyel enfeksiyonlar (özellikle Staphylococcus aureus)
  • Meibomian bezlerinin tıkanması (posterior blefarit)
  • Seboreik dermatit
  • Rosacea gibi cilt hastalıkları
  • Alerjik reaksiyonlar
  • Göz makyajı kalıntıları
  • Kontakt lens kullanımı
  • Demodex akarları (kirpik diplerinde yaşayan mikroskobik parazitler)
  • Düşük bağışıklık
  • Göz çevresinde yetersiz hijyen

Bu nedenlerin bir arada bulunması, hastalığın karmaşık bir klinik tablo oluşturmasına neden olabilir. Özellikle meibomian bez disfonksiyonu, blefaritin en sık rastlanan ve tedavisi en zor nedenlerinden biridir.

Blefarit Risk Faktörleri

Blefarit gelişme olasılığını artıran faktörler şunlardır:

  • Seboreik dermatit veya rosacea gibi kronik cilt hastalıkları
  • Kontakt lens kullanımı
  • Sigara içmek
  • Yetersiz göz hijyeni
  • Alerjilere yatkınlık
  • İleri yaş
  • Bağışıklık sisteminin zayıf olması
  • Hormonal dengesizlikler
  • Aşırı bilgisayar kullanımı (göz kırpma sıklığında azalma)

Bu faktörlerin azaltılması veya kontrol altına alınması, hem blefaritin önlenmesinde hem de tedavi sürecinde destekleyici rol oynar.

Blefarit Komplikasyonları

Tedavi edilmediği durumlarda blefarit, ciddi olmasa da yaşam kalitesini düşüren çeşitli komplikasyonlara yol açabilir:

  • Göz yüzeyinde kronik irritasyon ve epitel hasarı
  • Göz kuruluğu sendromu
  • Kirpiklerde yapısal bozukluk veya kayıp
  • Arpacık (hordeolum) veya şalazyon
  • Konjonktivit
  • Göz kapağında deformasyon (kronik olgularda)
  • Kornea ülseri gibi nadir fakat ciddi komplikasyonlar

Bu nedenle, blefarit tanısı konan bireylerde düzenli göz muayeneleri ve uzun vadeli takip önerilir.

Blefarit

Blefarit Tanı ve Tedavi

Blefarit Tanı Yöntemleri

Blefarit tanısı, öncelikle ayrıntılı bir oftalmolojik muayene ile konulur. Hastanın öyküsü ve fiziksel belirtileri dikkate alınarak yapılan değerlendirme, gerekli görülmesi durumunda ilave tetkikler ile desteklenir. Tanı sürecinde kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:

  • Biyomikroskopik muayene (Slit-lamb): Göz kapağı kenarları, kirpik dipleri, meibomian bezleri ve göz yüzeyi detaylı olarak değerlendirilir. Yağ salgılarının kalitesi, iltihap belirtileri ve kirpik dibindeki anormallikler incelenir.
  • Meibografi: Meibomian bezlerinin yapısal durumunu ve fonksiyonelliğini değerlendirmek için kullanılır.
  • Gözyaşı fonksiyon testleri: Gözyaşı kırılma süresi (TBUT) ve Schirmer testi, eşlik eden göz kuruluğu varlığını değerlendirmede kullanılır.
  • Mikrobiyolojik kültür ve örnekleme: Nadir durumlarda, dirençli veya kronik olgularda kirpik diplerinden örnek alınarak kültür yapılabilir.
  • Demodex taraması: Özellikle tedaviye yanıt vermeyen vakalarda, Demodex folliculorum enfestasyonu değerlendirilir.

Tanıda temel amaç, blefarit tipinin doğru şekilde belirlenmesi ve buna uygun kanıta dayalı tedavi planı oluşturmaktır.

Kanıta Dayalı Tedavi Yöntemleri

Blefarit tedavisi, hastalığın nedenine ve tipine göre planlanır. Tedavi protokolleri, multimodal yaklaşımı içerir ve genellikle uzun sürelidir. Kanıta dayalı en etkili tedavi stratejileri şunlardır:

  • Göz kapağı hijyeni: Günde en az 2 kez sıcak kompres ve nazik temizlik önerilir. Göz kapağı temizleme mendilleri veya seyreltilmiş bebek şampuanı ile temizlik yapılabilir.
  • Antibiyotik tedavisi:
    • Topikal: Fusidik asit, eritromisin veya azitromisin içeren damla veya pomadlar kullanılır.
    • Sistemik: Dirençli veya rosacea ilişkili olgularda oral doksisiklin veya tetrasiklin verilebilir.
  • Steroidli damlalar veya pomadlar: Kısa süreli, inflamasyonu baskılamak amacıyla kullanılabilir. Uzun süreli kullanımda yan etki riski yüksektir.
  • Meibomian bez masajı ve ekspresyonu: Özellikle posterior blefarit vakalarında bezlerin işlevini desteklemek için uygulanır.
  • Lid hygiene setleri: Tıbbi sınıf göz kapağı bakım ürünleri, günlük hijyen rutini için önerilir.

Tedavi süreci, hasta uyumu ve düzenli takip ile desteklenmelidir. Kronik olgularda idame tedavisi gerekebilir.

Önleme ve Korunma Yöntemleri

Blefarit, tamamen önlenemese de risk faktörlerinin azaltılmasıyla kontrol altına alınabilir:

  • Günlük göz kapağı hijyeni alışkanlığı kazanmak
  • Makyaj malzemelerini düzenli olarak değiştirmek ve hijyen kurallarına dikkat etmek
  • Kontakt lens kullanımında günlük temizlik kurallarına uymak
  • Bilgisayar karşısında çalışırken göz kırpma sıklığını artırmak
  • Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak
  • Yeterli su tüketimi ile göz yüzeyi nemini desteklemek

Bu önleyici yaklaşımlar, hem semptomların azaltılmasına yardımcı olur hem de blefarit ataklarının sıklığını düşürür.

Güncel Araştırmalar ve Gelecekteki Tedaviler

Son yıllarda blefarit tedavisine yönelik yeni teknolojiler ve tedavi ajanları geliştirilmiştir. Bazı güncel gelişmeler şunlardır:

  • IPL (Intense Pulsed Light) tedavisi: Özellikle meibomian bez disfonksiyonu olan hastalarda, bez fonksiyonunu iyileştirmek ve iltihabı azaltmak için kullanılmaktadır.
  • LipiFlow termal pulsasyon terapisi: Meibomian bezlerinin tıkanıklığını gideren FDA onaylı bir yöntemdir.
  • Demodex’e karşı topikal ivermektin uygulamaları: Tedaviye dirençli olgularda etkinliği araştırılmaktadır.
  • Nanoteknoloji temelli antibakteriyel ajanlar ve probiotik bazlı topikal ürünler, blefarit mikrobiyomunu dengelemeye yönelik yeni araştırma alanlarını oluşturmaktadır.

Bu yöntemler henüz yaygın klinik kullanıma geçmemiş olsa da, gelecekte blefarit tedavisinin kişiselleştirilmesi açısından umut vaat etmektedir.

Blefarit Tedavi Seçenekleri

Blefarit için uygulanan tedavi, genellikle aşağıdaki unsurların bir kombinasyonunu içerir:

  • Topikal antibiyotikler
  • Steroid damlalar (kısa süreli kullanım)
  • Sistemik antibiyotikler (rosacea ilişkili durumlarda)
  • Göz kapağı hijyeni (uzun vadeli uygulama)
  • Sıcak kompres ve masaj teknikleri
  • Gözyaşı damlaları (göz kuruluğu varsa)

Tedaviye erken başlanması, komplikasyonları önlemede belirleyici rol oynar.

Blefarit Kendi Kendine Bakım

Hastaların evde uygulayabileceği bakım önerileri, tedavinin başarısı açısından kritik öneme sahiptir:

  • Günde 2-3 kez sıcak kompres uygulaması (5-10 dakika)
  • Göz kapağını nazikçe temizleme (pamuklu çubuk veya özel temizleme mendiliyle)
  • Kontakt lens kullanımına ara verilmesi
  • Göz makyajından uzak durulması
  • Elleri sık sık yıkamak ve gözleri ovalamaktan kaçınmak

Bu adımlar, özellikle kronik blefarit olgularında semptomları hafifletir ve atakların şiddetini azaltır.

Blefarit ve Alternatif Tıp

Bazı hastalar, geleneksel tıbbi tedaviye ek olarak alternatif ve tamamlayıcı yöntemlere başvurabilir. Bu uygulamalar dikkatle ve hekim kontrolünde değerlendirilmelidir:

  • Papatya çayı kompresleri: Antiinflamatuar etkileri nedeniyle tercih edilir, ancak alerji riski taşır.
  • Çay ağacı yağı içeren mendiller: Özellikle Demodex kaynaklı blefaritte önerilmektedir.
  • Omega-3 takviyeleri: Gözyaşı kalitesini artırıcı etkileri ile bilimsel olarak desteklenmektedir.
  • Probiyotik destekler: Göz kapağı mikrobiyotasının dengelenmesine yardımcı olabilir.

Bu yaklaşımlar, asla tıbbi tedavinin yerine geçmemeli, ancak hekim önerisiyle birlikte kullanılmalıdır.

Blefarit: Doktorlar ve Tedavi Edici Bölümler

Başa Çıkma ve Destek

Blefarit, kronik seyreden ve zaman zaman alevlenen bir rahatsızlık olduğundan, hastaların bu durumla etkili şekilde baş edebilmeleri için hem fiziksel hem de psikolojik olarak desteklenmeleri gerekir. Hastalığın günlük yaşam üzerindeki etkisi küçümsenmemeli, özellikle gözde sürekli rahatsızlık hissi, görme kalitesinde geçici azalma ve estetik kaygılar hastalarda stres ve sosyal izolasyon yaratabilir.

Başa çıkma önerileri:

  • Rutin oluşturmak: Göz kapağı temizliği, sıcak kompres uygulaması ve ilaç kullanımı günlük rutine dâhil edilmelidir.
  • Stres yönetimi: Stres, bağışıklık sistemini etkileyerek semptomların şiddetlenmesine neden olabilir. Meditasyon, nefes egzersizleri veya psikolojik destek yararlı olabilir.
  • Bilgilendirme: Hastanın hastalık hakkında doğru bilgilendirilmesi, tedaviye uyumu artırır.
  • Hasta gruplarına katılım: Kronik göz hastalıklarıyla yaşayan bireylerin oluşturduğu destek grupları, tecrübe paylaşımı açısından faydalı olabilir.

Kronik blefarit ile mücadelede en önemli unsur, sabır ve sürekliliktir. Hastaların tedavinin uzun vadeli olduğunu bilmesi, motivasyonlarını yüksek tutar.

Doktorunuza Sormanız Gereken Sorular

Hastalığın tanısı konduktan sonra, aşağıdaki sorular doktorla yapılacak görüşmede rehber niteliği taşır:

  • Blefaritimin tipi nedir? (anterior mi posterior mu?)
  • Altta yatan başka bir hastalık var mı?
  • Ne sıklıkla kontrole gelmem gerekir?
  • Evde uygulayacağım temizlik prosedürü nasıl olmalı?
  • Topikal veya sistemik antibiyotik gerekli mi?
  • Tedaviye rağmen geçmezse ne yapmalıyım?
  • Bu durum görme kaybına yol açar mı?
  • Çocuğumda veya aile üyemde bulaşma riski var mı?
  • Kontakt lens veya makyaj kullanımı konusunda ne önerirsiniz?

Bu sorular sayesinde hasta, tedavi planını ve beklentilerini daha iyi anlayabilir.

Doktorunuzdan Ne Beklemelisiniz?

Oftalmoloji uzmanı, hastaya detaylı bilgi vererek hem hastalık yönetimini hem de hasta uyumunu artırmalıdır. Doktorunuzdan beklentileriniz şunlar olmalıdır:

  • Göz kapaklarınızı detaylı şekilde muayene etmesi
  • Hastalığın tipi ve derecesi hakkında sizi bilgilendirmesi
  • Kişisel hijyen alışkanlıkları konusunda sizi yönlendirmesi
  • Uzun vadeli bakım planı oluşturması
  • Gerekirse farklı bir uzmanlığa (dermatoloji, alerji vb.) yönlendirmesi
  • Tedavi sürecini takip etmesi ve ilaçlara karşı gelişen yan etkileri izlemesi

İyi bir hasta-hekim iletişimi, özellikle kronik hastalıklarda tedavi başarısının anahtarıdır.

Bu Hastalığa Hangi Doktor Bakar?

Blefarit, doğrudan oftalmoloji (göz hastalıkları) uzmanlarının ilgi alanına girer. Göz kapağı yapısı, kirpik dipleri, yağ bezleri ve göz yüzeyi gibi anatomik ve fonksiyonel birimler hakkında ileri düzey bilgiye sahip olan oftalmologlar, hem tanı hem de tedavide birincil başvuru noktasıdır.

Bazı olgularda multidisipliner yaklaşım gerekebilir:

  • Dermatolog: Seboreik dermatit, rosacea veya akne gibi cilt problemleriyle ilişkili blefaritlerde
  • Alerji uzmanı: Alerjik blefarit olgularında
  • İç hastalıkları uzmanı: Sistemik inflamatuvar hastalıkların varlığında

Ancak tanı koyma ve süreci yönlendirme sorumluluğu genellikle göz hastalıkları uzmanındadır.

Bu Hastalık Hangi Bölüm Bakar?

Blefarit, tıbbi olarak Oftalmoloji bölümü tarafından değerlendirilir ve tedavi edilir. Özellikle şu birimler bu konuda yetkilidir:

  • Göz Hastalıkları Polikliniği
  • Göz Yüzey Hastalıkları ve Kornea Birimi
  • Oküler İmmünoloji ve Göz Kapak Hastalıkları alt branşları
  • Göz Estetik ve Oküloplasti birimi (ileri düzey göz kapağı problemleri durumunda)

Hastalık ciltle veya alerjik süreçlerle ilişkilendiriliyorsa, hasta dermatoloji veya alerji-immunoloji gibi bölümlere yönlendirilebilir. Ancak hastalığın yönetiminde birincil sorumlu bölüm her zaman oftalmolojidir.

Sonuç: Blefarit ile Yaşam – Bilinçli Takip, Doğru Tedavi

Blefarit, göz kapağının kronik ve tekrarlayan bir iltihabi hastalığı olarak özellikle oftalmoloji pratiğinde sık karşılaşılan durumların başında gelir. Genellikle görme yetisi üzerinde kalıcı etki bırakmasa da, yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren semptomlara yol açabilir. Kirpik diplerinde kaşıntı, kızarıklık, kabuklanma, göz kuruluğu ve batma hissi, hastaları günlük hayatlarında rahatsız eden belirtilerin başında gelir.

Hastalığın nedeni çoğu zaman meibomian bez disfonksiyonu, bakteriyel kolonizasyon, seboreik dermatit ya da rosacea gibi başka cilt hastalıkları ile ilişkilidir. Bu nedenle, blefarit yalnızca lokal bir sorun değil; sıklıkla sistemik bir cilt hastalığının yansımasıdır. Dolayısıyla tedavi yaklaşımı da bu doğrultuda çok yönlü olmalıdır.

Göz kapağı hijyeninin sağlanması, sıcak kompresler, antibiyotikli damlalar ve sistemik tedavilerle birlikte; hastaya verilecek kişisel eğitim en az medikal tedavi kadar önem taşır. Hasta eğitimi, hijyen uygulamaları ve tetikleyici faktörlerin kontrol altına alınması, hastalığın kontrolünde belirleyici unsurlardır. Göz kapağı temizliğini yaşam tarzı haline getiren hastalarda semptomların tekrarlama sıklığı ciddi oranda azalmaktadır.

Günümüzde blefarit tedavisinde IPL terapisi, LipiFlow, Demodex eradikasyonuna yönelik tedaviler, probiotik temelli göz damlaları gibi modern yöntemler denenmekte ve bazı hastalarda başarılı sonuçlar alınmaktadır. Ancak hâlâ standart tedavi protokolleri, konvansiyonel medikal yaklaşımlara dayalıdır.

Blefarit, hastalar tarafından sıklıkla ihmal edilen, ancak kronikleştiğinde oldukça dirençli bir yapıya bürünen bir hastalıktır. Bu nedenle, belirtiler fark edildiği anda göz hastalıkları uzmanına başvurulması, hem komplikasyonların önlenmesi hem de hastalığın kontrol altına alınması açısından kritik öneme sahiptir.

Uzun vadede başarı; multidisipliner yaklaşım, düzenli takip, sabırlı tedavi uygulaması ve hasta uyumu ile mümkündür. Özellikle hastaların doktorlarıyla etkili iletişim kurmaları, tedavi süreçlerini anlamaları ve uygulamaları gereken kişisel bakım rutinlerini eksiksiz yerine getirmeleri, bu kronik hastalıkla baş etmede en büyük yardımcıdır.

Sonuç olarak, blefarit, etkili bir şekilde yönetildiğinde yaşam kalitesini yükselten, kontrol altına alınabilir bir göz hastalığıdır. Önemli olan; doğru tanı, uygun tedavi, bilinçli hasta ve disiplinli takip zincirinin korunmasıdır. Göz sağlığınızı korumak, sadece tedaviyle değil, aynı zamanda günlük yaşam alışkanlıklarınızla da mümkündür.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS) ❓

Blefarit göz kapağında nasıl oluşur ve neden sürekli tekrarlıyor?

Blefarit, göz kapağındaki yağ bezlerinin tıkanması ve enfeksiyon ile oluşur. Bu durum genellikle meibomian bez disfonksiyonu veya ciltteki kronik inflamasyonla ilişkilidir. Hastalık kroniktir, bu yüzden belirtiler iyileşse bile tekrar ortaya çıkabilir. Düzenli hijyen ve doktor kontrolü tekrarlamayı azaltır.

Blefarit tedavisinde hangi göz kapağı temizliği yöntemleri etkilidir?

Evet, göz kapağı temizliği blefarit tedavisinde temel adımdır. Ilık kompres ve özel temizleyicilerle kirpik diplerini nazikçe temizlemek, iltihabı azaltır ve bezlerin açılmasını sağlar. İlaç tedavisi ile kombine edildiğinde semptomlar daha hızlı kontrol altına alınır.

Blefarit görme sorunlarına yol açar mı?

Hayır, blefarit genellikle doğrudan görme kaybına neden olmaz. Ancak göz yüzeyinde tahriş ve kuruluk yaratarak, bulanık görme ve rahatsızlık hissi oluşturabilir. Tedavi edilmezse kronik göz yüzeyi problemlerine zemin hazırlayabilir.

Blefarit bulaşıcı mıdır, aile fertlerime geçer mi?

Hayır, blefarit bulaşıcı değildir. Ancak bazı enfeksiyonlara bağlı durumlarda ortak havlu veya makyaj kullanımıyla yüzeysel bakteriler geçebilir. Kişisel hijyene dikkat etmek önemlidir.

Blefarit için evde hangi doğal yöntemler yardımcı olabilir?

Ilık kompres uygulaması, göz kapağı masajı ve düzenli temizleme temel ev bakımıdır. Bazı hastalar çay poşeti kompresi veya kozmetik amaçlı göz kapak temizleyicileri kullanabilir. Ancak mutlaka doktor önerisiyle kullanılmalıdır, aksi halde tahriş riski vardır.

Bağlantılar

Bilgi Testi: Blefarit Quiz 🧠

1. Blefaritin en yaygın nedeni nedir?
a) Viral enfeksiyon
b) Göz yaralanması
c) Meibomian bez disfonksiyonu
d) Katarakt

2. Blefarit tedavisinde ilk adım genellikle nedir?
a) Cerrahi müdahale
b) Göz kapağı hijyeni
c) Steroid kullanımı
d) Vitamin takviyesi

3. Blefarit görme kaybına neden olur mu?
a) Evet
b) Hayır
c) Nadiren
d) Sadece yaşlılarda

4. Hangi doktor blefarit tanısı koyar?
a) Dermatolog
b) Alerji uzmanı
c) Oftalmolog
d) İç hastalıkları uzmanı

5. Blefarit bulaşıcı mıdır?
a) Evet
b) Hayır
c) Sadece çocuklarda
d) Sadece yaşlılarda

6. Hangi tedavi blefarit için uygundur?
a) Sıcak kompres ve antibiyotik damlalar
b) Göz damlası kullanmadan beklemek
c) Sadece ağrı kesici kullanmak
d) Radyoterapi

7. Blefaritin tekrar etmesini önlemek için ne yapılmalı?
a) Düzenli göz kapağı temizliği
b) Kontakt lens takmamak
c) Günde 8 saat uyumak
d) Makyaj yapmamak

(1: c, 2: b, 3: b, 4: c, 5: b, 6: a, 7: a)

Hastalık Doktoru

Hastalıklar kategorisi, çeşitli sağlık problemleri ve hastalıkların tanımı, belirtileri, tedavi yöntemleri ve önleme yolları hakkında bilgi sunar. Her türlü hastalık için detaylı, bilimsel ve güncel içeriklerle sağlığınızı daha iyi yönetmenize yardımcı olur. Bu kategori, hastalıklar hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen kullanıcılar için kapsamlı ve anlaşılır açıklamalar sağlar.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir