Akalazya Cerrahi

Göğüs Cerrahisinin Uzmanlık Alanında Akalazya Tedavisinin Klinik Yaklaşımı

Akalazya Cerrahi Nedir?

Akalazya cerrahi, yemek borusu ile mide arasındaki kas yapısının (alt özofagus sfinkteri) gevşeyememesi sonucu gelişen akalazya hastalığının cerrahi olarak tedavi edilmesini ifade eder. Bu hastalıkta, yemek borusundaki sinir hücrelerinin kaybı nedeniyle kas hareketleri bozulur ve yutulan gıdalar mideye geçemez. Bu durum uzun vadede özofagus dilatasyonu, yutma güçlüğü, göğüs ağrısı ve kilo kaybı gibi belirtilerle kendini gösterir.

Göğüs cerrahisi alanında uygulanan akalazya cerrahisi, özellikle medikal ve endoskopik tedavilere yanıt vermeyen hastalarda tercih edilir. En sık uygulanan yöntem, laparoskopik Heller myotomi olarak bilinir. Bu işlem sırasında, alt özofagus sfinkteri kasları kesilerek yemek borusu ile mide arasındaki geçişin rahatlaması sağlanır. Bazı durumlarda, bu ameliyat fundoplikasyon adı verilen mide kıvrımı işlemiyle desteklenerek, ameliyat sonrası reflü riskini azaltmak amaçlanır.

Bu cerrahi yöntem, günümüzde minimal invaziv teknikler kullanılarak yapılmakta ve hasta konforu, iyileşme süresi ve operasyon başarısı açısından yüksek oranlarda memnuniyet sağlamaktadır.

Akalazya Cerrahisi Tanım ve Hizmet Kapsamı (Achalasia Surgery)

Akalazya cerrahisi (Achalasia Surgery), özofagusun alt kısmındaki kasların fonksiyonel bozukluğunu düzeltmek amacıyla yapılan cerrahi müdahaledir. Tıbbi terminolojide “Heller Myotomy” olarak adlandırılan bu operasyon, 1913 yılında Ernst Heller tarafından tanımlanmış ve günümüzde laparoskopik ve endoskopik (POEM – Peroral Endoscopic Myotomy) tekniklerle uygulanabilir hale gelmiştir.

Göğüs cerrahisi bölümü, bu hastalığın tanı, tedavi ve takibinden sorumlu uzmanlık alanıdır. Tedavi yaklaşımı, hastanın genel durumu, özofagusun anatomik yapısı, hastalığın evresi ve eşlik eden komplikasyonlara göre planlanır.

Modern tıpta akalazya cerrahisi, yalnızca kas kesisi ile sınırlı kalmayıp, özofagus fonksiyonunun korunması, reflü kontrolü ve postoperatif komplikasyonların önlenmesi açısından bütüncül bir yaklaşımla ele alınmaktadır.

Akalazya Cerrahisi Belirti ve Semptomlar

Akalazya hastalığının belirtileri, genellikle yavaş ilerler ve çoğu zaman reflü veya gastrit gibi daha sık görülen hastalıklarla karıştırılabilir. Ancak dikkatli bir değerlendirme ile ayırt edilebilir. En yaygın belirtiler şunlardır:

  • Yutma güçlüğü (disfaji): Katı ve sıvı gıdaların mideye geçişinde zorlanma hissi.
  • Regürjitasyon: Yutulan gıdaların veya tükürüğün geri gelmesi.
  • Göğüs ağrısı: Özofagus kas spazmlarına bağlı olarak ortaya çıkan baskı hissi veya ağrı.
  • Kilo kaybı: Beslenme güçlüğüne bağlı olarak gelişir.
  • Öksürük ve boğulma hissi: Özellikle gece yatarken gıdanın geri kaçması sonucu görülür.

Bu belirtiler ilerledikçe, hastalar genellikle sıvı gıdalarla beslenmeye yönelir ve yaşam kalitesi ciddi şekilde etkilenir.

Ne Zaman Doktora Görünmeli?

Aşağıdaki durumlar mevcutsa, bir göğüs cerrahisi veya gastroenteroloji uzmanına başvurulmalıdır:

  • Uzun süredir devam eden yutma güçlüğü
  • Yemek yedikten sonra göğüste baskı veya ağrı hissi
  • Gece uykuda gıdaların ağza geri gelmesi
  • İstenmeyen kilo kaybı
  • Uzun süredir tedaviye yanıt vermeyen reflü şikâyetleri

Erken tanı, akalazya cerrahisi gereksinimini belirlemede kritik rol oynar.

Akalazya Cerrahi Nedenleri

Akalazya, özofagusun sinir ağındaki dejeneratif değişiklikler sonucu gelişir. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, otoimmün ve viral etkenlerin bu sürece katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Özellikle myenterik pleksus olarak adlandırılan sinir tabakasındaki hücre kaybı, alt özofagus sfinkterinin gevşeyememesine yol açar.

Nadir durumlarda, sekonder akalazya (psödoakalazya) olarak adlandırılan bir form, mide veya özofagus bölgesinde gelişen malign tümörlerin sinir veya kas dokusuna bası yapması sonucu ortaya çıkabilir.

Akalazya Cerrahisi Risk Faktörleri

  • Yaş: Genellikle 25–60 yaş aralığında görülür.
  • Genetik yatkınlık: Bazı vakalarda ailesel geçiş gözlenmiştir.
  • Otoimmün hastalıklar: Sinir dokularına karşı gelişen bağışıklık yanıtı, akalazya riskini artırabilir.
  • Viral enfeksiyonlar: Özellikle herpes veya varicella zoster virüsleriyle ilişkilendirilmiştir.
  • Uzun süreli reflü öyküsü: Özofagus kas yapısında değişikliklere yol açabilir.

Akalazya Cerrahisi Komplikasyonlar

Tedavi edilmemiş akalazya, ciddi komplikasyonlara neden olabilir:

  • Özofagus dilatasyonu: Gıdaların geçememesi sonucu boru şeklinde genişleme.
  • Aspirasyon pnömonisi: Regürjitasyon sonucu akciğerlere gıda kaçması.
  • Kronik malnütrisyon: Yetersiz beslenmeye bağlı vitamin ve mineral eksiklikleri.
  • Özofagus kanseri riski: Uzun süreli mukozal irritasyonun sonucu olarak artar.

Ayrıca cerrahi sonrası da reflü, özofagus perforasyonu ve kanama gibi komplikasyonlar görülebilir, ancak deneyimli bir göğüs cerrahı tarafından uygulanan modern cerrahi tekniklerde bu oran oldukça düşüktür.

Akalazya Cerrahisi Tanı Yöntemleri

Akalazya cerrahisi öncesinde tanının doğru ve kesin olarak konulması hayati önem taşır. Tanı süreci, hem hastalığın derecesini hem de cerrahiye uygunluğunu belirlemek için çok yönlü testlerden oluşur. Göğüs cerrahları, tanısal değerlendirmede aşağıdaki yöntemleri kullanır:

  • Baryumlu Özofagus Grafisi (Yutma Filmi): Hastanın baryum içeren bir sıvıyı yutmasıyla çekilen radyografik görüntüler, özofagusun daralma ve genişleme bölgelerini net biçimde gösterir. Tipik olarak “kuş gagası görünümü” izlenir.
  • Özofagus Manometrisi: Akalazyanın en güvenilir tanı yöntemidir. Özofagus kaslarının basınç ölçümü yapılır ve alt sfinkterin gevşeyemediği doğrulanır.
  • Endoskopi (Gastroskopi): Özofagus mukozasında tümör veya inflamasyon olup olmadığını belirlemek için kullanılır. Ayrıca sekonder akalazya (psödoakalazya) olasılığını dışlamak açısından gereklidir.
  • BT veya MR Görüntüleme: Özellikle tümör kaynaklı bası şüphesi varsa, yapısal nedenleri değerlendirmek amacıyla tercih edilir.

Tanının doğru konulması, akalazya cerrahisi planlamasında hem başarı oranını hem de komplikasyon riskini doğrudan etkiler.

Kanıta Dayalı Tedavi Yöntemleri

Akalazya tedavisinde temel amaç, alt özofagus sfinkterinin gevşemesini sağlamak ve yemek borusunun içeriği mideye daha kolay iletebilmesini temin etmektir. Günümüzde en etkili ve kalıcı çözüm, cerrahi müdahale olarak kabul edilmektedir.

Kanıta dayalı klinik uygulamalara göre tedavi seçenekleri şunlardır:

  • Laparoskopik Heller Myotomi: En sık uygulanan cerrahi yöntemdir. Minimal invaziv olarak yapılır ve küçük kesilerle alt sfinkter kası kesilerek rahatlama sağlanır. Çoğu zaman Dor veya Toupet fundoplikasyon işlemiyle kombine edilir.
  • POEM (Peroral Endoscopic Myotomy): Endoskopik olarak yapılan kas gevşetme işlemidir. Cerrahiye benzer başarı oranları sunar ve yara izi bırakmaz.
  • Pnömatik Dilatasyon: Cerrahiye uygun olmayan hastalarda, balon ile sfinkter kasının genişletilmesi yöntemidir. Ancak tekrarlayan işlemler gerekebilir.
  • Botulinum Toksin Enjeksiyonu: Kısa süreli geçici rahatlama sağlar, genellikle cerrahiye uygun olmayan ileri yaşlı hastalarda uygulanır.

Uzun dönem başarı oranları değerlendirildiğinde, laparoskopik Heller myotomi ve POEM ameliyatı, akalazyanın cerrahi tedavisinde altın standart olarak kabul edilmektedir.

Önleme ve Korunma Yöntemleri

Akalazya doğrudan önlenebilir bir hastalık değildir; çünkü çoğu vakada neden sinir sistemindeki dejeneratif süreçlerdir. Ancak hastalığın ilerlemesini ve komplikasyon risklerini azaltmak için şu önlemler önerilir:

  • Yutma güçlüğü fark edildiğinde erken dönemde doktora başvurmak
  • Yemekleri yavaş yemek, iyi çiğnemek
  • Yatmadan önce en az 2-3 saat yemek yememek
  • Reflü şikayetleri varsa tedavisini aksatmamak
  • Cerrahi sonrası kontrolleri düzenli yaptırmak

Bu önlemler, hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir ve akalazya cerrahisi sonrası iyileşme sürecini destekler.

Güncel Araştırmalar ve Gelecekteki Tedaviler

Son yıllarda akalazya cerrahisi alanında yapılan araştırmalar, robotik cerrahi ve gelişmiş endoskopik teknikler üzerine yoğunlaşmıştır. Robot destekli Heller myotomi, daha hassas kas diseksiyonu yapılmasına ve komplikasyon oranlarının azaltılmasına olanak tanımaktadır.

Ayrıca, genetik ve immünolojik araştırmalar, akalazyanın nedenine yönelik tedavi geliştirme potansiyelini artırmaktadır. Sinir rejenerasyonunu hedefleyen biyolojik ajanlar ve kök hücre uygulamaları, gelecekte akalazya tedavisinde cerrahinin yerini destekleyici yöntemler olarak alabilir.

Akalazya Cerrahisi Erken Tedavi Tavsiyeleri

Erken dönemde tanı alan hastalarda, cerrahi tedaviye geç kalınmadan müdahale edilmesi çok önemlidir. Çünkü özofagusun uzun süre genişlemesi, cerrahi başarı oranlarını düşürür. Bu nedenle, yutma güçlüğü yaşayan hastaların vakit kaybetmeden göğüs cerrahisine yönlendirilmesi gerekir.

Cerrahinin erken yapılması;

  • Özofagusun kas yapısının korunmasına,
  • Beslenme problemlerinin önlenmesine,
  • Yaşam kalitesinin artmasına yardımcı olur.

Akalazya Cerrahisi Tedavi

Akalazya cerrahisi, genellikle genel anestezi altında yapılan bir operasyondur. En yaygın yöntem olan laparoskopik Heller myotomi, 5 küçük kesi üzerinden gerçekleştirilir. İşlem sırasında, alt özofagus kas lifleri dikkatle kesilir ve mideye geçiş kolaylaştırılır.

Operasyon süresi ortalama 60–90 dakika arasında değişir. Ameliyat sonrası hastalar genellikle 1-2 gün içinde sıvı gıdalara geçebilir. İlk hafta yumuşak gıdalarla beslenme önerilir.

Ameliyat sonrası komplikasyon oranı oldukça düşüktür; hastaların büyük çoğunluğu uzun süreli rahatlama yaşar.

Akalazya Cerrahisi Kendi Kendine Bakım

Cerrahi sonrası iyileşme sürecinde hastaların dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır:

  • İlk 2 hafta boyunca sıvı ve püre kıvamında beslenmek
  • Yeme sırasında dik pozisyonda oturmak
  • Aşırı sıcak veya soğuk gıdalardan kaçınmak
  • Uyurken başı hafif yükseltilmiş şekilde yatmak
  • Reflü şikayetleri varsa doktor önerisine göre ilaç kullanmak

Bu önlemler, akalazya cerrahisi sonrası komplikasyon risklerini azaltır ve iyileşme sürecini hızlandırır.

Akalazya Cerrahisi ve Alternatif Tıp

Alternatif tıp yöntemleri, akalazya cerrahisi tedavisinin yerine geçemez; ancak cerrahi sonrası dönemde destekleyici olarak kullanılabilir. Bitkisel tedaviler, masaj veya akupunktur gibi uygulamalar, yalnızca doktor kontrolünde değerlendirilmeli ve tıbbi tedavinin yerine geçmemelidir.

Bazı hastalarda, kas gevşetici doğal takviyeler veya probiyotik destekler, sindirim konforunu artırabilir. Ancak bu ürünlerin etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmadığından, mutlaka göğüs cerrahı veya gastroenterolog görüşü alınmalıdır.

Akalazya Cerrahisi Başa Çıkma ve Destek

Akalazya cerrahisi sonrasında iyileşme süreci, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan hastalar için dikkat gerektiren bir dönemdir. Göğüs cerrahisi tarafından gerçekleştirilen operasyon, yutma fonksiyonunu büyük ölçüde düzeltse de, hastaların yaşam tarzında bazı uyum süreçleri gerekir.

Cerrahi sonrası dönemde hastalar sıklıkla yeme alışkanlıklarını yeniden düzenlemekte zorlanabilir. Bu nedenle, beslenme danışmanlığı, diyetisyen desteği ve psikolojik destek önemli rol oynar.
Hastalar;

  • Yavaş ve küçük lokmalarla yemek yemeyi,
  • Bol su tüketmeyi,
  • Reflü semptomlarını azaltmak için baş yukarıda uyumayı,
  • Stresten uzak durmayı öğrenmelidir.

Cerrahi sonrası destek grupları da motivasyon ve bilgi paylaşımı açısından değerlidir. Akalazya tanısı alan hastalar, benzer deneyim yaşayan kişilerle iletişim kurarak, sürecin normal seyrini daha iyi anlar ve tedaviye uyum sağlar.

Uzun dönemde düzenli doktor kontrolleri, özofagus fonksiyonunun korunmasını ve olası komplikasyonların erken fark edilmesini sağlar. Göğüs cerrahları, ameliyat sonrası takipte genellikle 3, 6 ve 12. aylarda kontrolleri planlar.

akalazya cerrahi 02 Hastane Bölümleri

Doktorunuza Sormanız Gereken Sorular

Akalazya tanısı alan bir hastanın, tedavi sürecini daha iyi anlaması için doktoruna şu soruları yöneltmesi önerilir:

  1. Benim akalazya tipim nedir ve hangi tedavi yöntemi uygundur?
  2. Akalazya cerrahisi sonrası reflü riski var mı?
  3. Ameliyatın başarı oranı nedir ve komplikasyon olasılığı ne kadardır?
  4. POEM yöntemi ile laparoskopik Heller myotomi arasında farklar nelerdir?
  5. Ameliyat sonrası beslenme ve yaşam tarzı nasıl olmalı?
  6. İyileşme süreci ne kadar sürer ve iş hayatına ne zaman dönebilirim?
  7. Ameliyat sonrası düzenli kontroller ne sıklıkla yapılmalı?
  8. Tekrarlama riski var mı, varsa nasıl önlenebilir?

Bu sorular, hastanın tedavi sürecine aktif katılımını sağlar ve güven temelli bir doktor-hasta ilişkisi oluşturur.

Doktorunuzdan Ne Beklemelisiniz?

Göğüs cerrahisi uzmanı, akalazya cerrahisi sürecinde hastayı yalnızca ameliyat eden kişi değil, aynı zamanda iyileşme sürecinin yöneticisidir. Bu nedenle doktorunuzdan;

  • Tanı ve tedavi süreci hakkında açık ve anlaşılır bilgi vermesini,
  • Ameliyat öncesi riskleri detaylı açıklamasını,
  • Ameliyat sonrası takip planını oluşturmasını,
  • Diyet ve yaşam tarzı önerilerini paylaşmasını,
  • Her aşamada psikolojik ve fiziksel destek sağlamasını bekleyebilirsiniz.

Modern cerrahi yaklaşımda iletişim, tedavinin başarısını doğrudan etkileyen unsurlardan biridir. Hastanın bilinçli katılımı, komplikasyonların azaltılmasında ve iyileşme hızında belirleyicidir.

Akalazya Cerrahisine Hangi Doktor Bakar

Akalazya cerrahisi, göğüs cerrahisi uzmanı (torasik cerrah) tarafından uygulanır. Bu branş, akciğerler, yemek borusu, göğüs duvarı ve mediasten hastalıklarının cerrahi tedavisinde uzmanlaşmıştır.

Tanı sürecinde ise gastroenteroloji uzmanı, endoskopik değerlendirme ve manometri ölçümleriyle teşhis sürecine katkı sağlar. Ancak cerrahi endikasyon kararı ve operasyonun gerçekleştirilmesi göğüs cerrahının sorumluluğundadır.

Bazı hastalarda multidisipliner yaklaşım gerekebilir; bu durumda radyoloji, anesteziyoloji, beslenme ve diyetetik bölümleri de tedavi planına dâhil olur.

Akalazya Cerrahisine Hangi Bölüm Bakar

Hastanelerde akalazya cerrahisi, Göğüs Cerrahisi bölümü tarafından yürütülür. Ancak tanı ve ön değerlendirme aşamasında Gastroenteroloji ve Radyoloji bölümleriyle iş birliği yapılır.

  • Göğüs Cerrahisi: Cerrahi müdahaleyi gerçekleştirir, ameliyat sonrası takipten sorumludur.
  • Gastroenteroloji: Tanısal endoskopi ve manometri ölçümlerini yapar.
  • Radyoloji: Görüntüleme ve baryumlu yutma testlerini değerlendirir.
  • Diyetisyenlik: Ameliyat sonrası beslenme planını düzenler.

Bu multidisipliner yaklaşım, akalazya cerrahisi sürecinde hem güvenliği hem de başarı oranını artırır.

Sonuç

Akalazya cerrahisi, yemek borusunun fonksiyonel hareket bozuklukları arasında yer alan akalazya hastalığının en etkili tedavi yöntemidir. Özofagusun alt kısmındaki sinirsel bozukluk nedeniyle kasların gevşeyememesi, zamanla ciddi beslenme sorunlarına, yutma güçlüğüne ve yaşam kalitesinde düşüşe yol açar. Bu nedenle erken tanı ve uygun cerrahi müdahale, hastalığın seyrini değiştiren en önemli faktördür.

Günümüzde laparoskopik Heller myotomi ve POEM (Peroral Endoscopic Myotomy) teknikleri, akalazyanın cerrahi tedavisinde altın standart olarak kabul edilmektedir. Bu yöntemler, minimal invaziv yaklaşımlarla yapılır, hastaya konforlu bir iyileşme süreci sunar ve uzun dönemde yüksek başarı oranı sağlar. Deneyimli göğüs cerrahları tarafından gerçekleştirildiğinde komplikasyon oranı düşüktür ve çoğu hastada yutma fonksiyonu tamamen normale döner.

Cerrahi sonrası dönemde diyet uyumu, kontrollerin düzenli yapılması ve reflü yönetimi büyük önem taşır. Hastaların çoğu birkaç hafta içinde normal aktivitelerine dönebilir. Ameliyat sonrası ilk yıl içinde düzenli kontroller, hem özofagusun fonksiyonel durumunun hem de olası komplikasyonların izlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Akalazya, doğrudan önlenebilir bir hastalık olmasa da erken farkındalık ve zamanında tıbbi müdahale, komplikasyonların önüne geçebilir. Yutma güçlüğü, göğüs ağrısı veya regürjitasyon gibi belirtiler yaşayan bireylerin gecikmeden göğüs cerrahisine başvurması gerekir.

Gelecekte, robotik cerrahi, sinir rejenerasyon terapileri ve genetik tedaviler, akalazya yönetiminde cerrahiyi tamamlayıcı yenilikler sunacaktır. Ancak bugünkü klinik uygulamalarda en etkin ve kalıcı çözüm hâlâ cerrahi tedavidir.

Toplum sağlığı açısından bakıldığında, akalazya gibi nadir fakat yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen hastalıklar konusunda farkındalığın artırılması, erken tanı oranlarını yükseltecektir. Sağlık profesyonellerinin bilgilendirme ve eğitim materyalleri aracılığıyla halka doğru bilgi ulaştırması, tedaviye erişimi kolaylaştırır.

Sonuç olarak, akalazya cerrahisi, yalnızca bir operasyon değil; uzmanlık, deneyim ve multidisipliner iş birliği gerektiren bir süreçtir. Göğüs cerrahisi uzmanlarının bilgi birikimi ve teknik donanımı, hastaların yaşam kalitesini geri kazandırmada belirleyici rol oynar.
Erken tanı, doğru yönlendirme ve hasta bilinci ile akalazya artık yaşamı kısıtlayan değil, cerrahiyle kontrol altına alınabilen bir hastalık haline gelmiştir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Akalazya hastalığında hangi cerrahi yöntem en etkilidir?

Evet, günümüzde en etkili yöntem laparoskopik Heller myotomi ve POEM (Peroral Endoscopic Myotomy) ameliyatlarıdır. Her iki yöntem de akalazya cerrahisi kapsamında yemek borusunun alt kaslarını gevşetir. Laparoskopik yöntem daha uzun süredir uygulanmakta olup, POEM yöntemi endoskopik olarak kesi yapılmadan gerçekleştirilir. Hangi tekniğin seçileceği, hastanın anatomik yapısına ve hastalığın evresine göre belirlenir.

Akalazya cerrahisi sonrası reflü oluşur mu?

Evet, bazı hastalarda reflü görülebilir. Bunun nedeni, ameliyat sırasında alt özofagus kasının gevşetilmesidir. Ancak göğüs cerrahları genellikle aynı seansta fundoplikasyon işlemi yaparak mide içeriğinin yukarı kaçmasını önler. Reflü gelişirse, diyet düzenlemeleri ve asit baskılayıcı ilaçlar ile kontrol altına alınabilir.

Akalazya ameliyatı sonrası beslenme süreci nasıl olmalı?

Cerrahi sonrasında ilk birkaç gün sıvı diyetle başlanır. Ardından püre kıvamında ve yumuşak gıdalara geçilir. Katı gıdalar, doktor onayıyla genellikle 2-3 hafta sonra eklenir. Yiyecekleri yavaş yemek, iyi çiğnemek ve küçük lokmalarla beslenmek çok önemlidir. Bu süreçte diyetisyen desteği, akalazya cerrahisi sonrası iyileşmeyi hızlandırır.

Akalazya cerrahisinden sonra hastalık tekrarlayabilir mi?

Hayır, genellikle tekrarlamaz; ancak nadir durumlarda semptomlar geri dönebilir. Bu, kasın yeterince kesilmediği veya özofagusun aşırı genişlediği vakalarda olur. Böyle bir durumda, endoskopik genişletme veya ikinci cerrahi girişim gerekebilir. Düzenli kontrol ve takip, nüks riskini en aza indirir.

Akalazya hastalığında cerrahi mi yoksa endoskopik tedavi mi daha avantajlıdır?

Her iki yöntem de etkilidir, ancak laparoskopik cerrahi, özellikle genç ve genel durumu iyi olan hastalarda uzun dönemli sonuçlar açısından daha avantajlıdır. POEM yöntemi ise minimal invaziv yapısı nedeniyle yaşlı veya cerrahi riski yüksek hastalarda tercih edilir. Göğüs cerrahı, hastanın durumu ve özofagus yapısına göre en uygun yöntemi belirler.

Quiz – Akalazya Cerrahisi Bilginizi Test Edin

1. Akalazya cerrahisinin temel amacı nedir?
a) Özofagusun tamamen çıkarılması
b) Özofagus kaslarını güçlendirmek
c) Alt özofagus sfinkterinin gevşetilmesi
d) Mide asidini azaltmak

2. POEM yöntemi hangi özelliğiyle öne çıkar?
a) Açık cerrahi olarak yapılır
b) Endoskopik, kesi gerektirmeyen bir yöntemdir
c) Özofagusun tamamı alınır
d) Sadece çocuklarda uygulanabilir

3. Akalazya cerrahisi sonrası hangi komplikasyon en sık görülür?
a) Özofagus perforasyonu
b) Reflü
c) Kanama
d) Atelektazi

4. Akalazya tanısında en kesin yöntem hangisidir?
a) Endoskopi
b) Baryumlu grafi
c) Özofagus manometrisi
d) MR görüntüleme

5. Hangi durumlarda akalazya cerrahisi önerilir?
a) İlaç tedavisine yanıt alınamayan durumlarda
b) Hafif yutma güçlüğü olan her hastada
c) Sadece çocuklarda
d) Reflü tedavisi sonrası

Doğru cevaplar: (1: c, 2: b, 3: b, 4: c, 5: a)

Hastalık Doktoru

Hastalıklar kategorisi, çeşitli sağlık problemleri ve hastalıkların tanımı, belirtileri, tedavi yöntemleri ve önleme yolları hakkında bilgi sunar. Her türlü hastalık için detaylı, bilimsel ve güncel içeriklerle sağlığınızı daha iyi yönetmenize yardımcı olur. Bu kategori, hastalıklar hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen kullanıcılar için kapsamlı ve anlaşılır açıklamalar sağlar.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Exit mobile version