Endokrin Cerrahisi

Nedir? Tanım ve Hizmet Kapsamı

Endokrin cerrahisi, vücudun endokrin (Tiroid, paratiroid, böbreküstü bezleri cerrahisi) bezleri üzerinde gerçekleştirilen cerrahi işlemleri kapsayan bir tıbbi uzmanlık dalıdır. Endokrin bezleri, hormon üretiminden sorumlu olan ve vücuttaki çeşitli fizyolojik süreçleri düzenleyen yapılardır. Bu bezler arasında tiroit, paratiroid, adrenal bezler, pankreas ve bazı nadir görülen tümörler yer alır. Tiroit nodülü, paratiroid hastalıkları, adrenal bez tümörleri ve endokrin sistemle ilgili diğer rahatsızlıklar bu alanda tedavi edilir.

Endokrin cerrahisi, genellikle hormon dengesizliklerine yol açan endokrin sistem bozuklukları ile ilgilenir. Bu bozuklukların tedavisinde cerrahi müdahale gerektiren durumlar genellikle tümör, kist, nodül gibi yapılarla ilişkilidir. Özellikle tiroit kanseri gibi ciddi durumlarda cerrahi tedavi birincil tedavi seçeneği olabilir.

Bu cerrahi müdahaleler, hormon üretiminde dengesizliklere neden olan tümörler veya aşırı büyümüş bezlerin çıkarılması amacıyla gerçekleştirilir. Cerrahi işlem sırasında genellikle minimal invaziv teknikler kullanılır ve bu sayede hastaların iyileşme süreçleri hızlandırılabilir. Ayrıca, endokrin bezlerin çıkarılmasının ardından hastalar uzun süreli hormon tedavisi alabilir.

Hizmet Verilen Durumlar

Endokrin cerrahisinin müdahale ettiği başlıca rahatsızlıklar şunlardır:

  • Tiroit Nodülleri ve Kanseri: Tiroit bezleri, metabolizma hızını düzenleyen önemli hormonları üretir. Tiroit bezinde ortaya çıkan nodüller bazen kanserli olabilir ve cerrahi müdahale gerektirir. Tiroidektomi, tiroit bezinin kısmen veya tamamen çıkarılması anlamına gelir ve tiroit nodülleri ya da kanser tedavisinde sıklıkla başvurulan bir yöntemdir.
  • Paratiroid Hastalıkları: Paratiroid bezleri, vücut kalsiyum dengesini kontrol eder. Hiperparatiroidizm, bu bezlerin aşırı aktif olması durumudur ve genellikle cerrahi tedavi ile çözüme kavuşturulur. Paratiroid bezlerinin çıkarılması, kalsiyum düzeylerini kontrol altına almak ve ciddi komplikasyonları önlemek için hayati olabilir.
  • Adrenal Bez Tümörleri: Adrenal bezler, böbreklerin üstünde bulunan ve stres hormonlarını (kortizol, adrenalin) üreten bezlerdir. Bu bezlerde meydana gelen adrenal bez tümörleri, hormon üretiminde dengesizliğe yol açabilir ve cerrahi müdahale gerekebilir. Adrenalektomi, adrenal bezin çıkarılması işlemidir ve genellikle laparoskopik yöntemlerle yapılır.
  • Nadir Görülen Endokrin Tümörler: Endokrin sistemle ilişkili daha nadir tümörler arasında pankreas tümörleri ve nöroendokrin tümörler bulunur. Bu tür tümörler hormon üretiminde aşırı artışa veya hormonal dengesizliklere yol açarak hastalarda ciddi semptomlar yaratabilir.

Tedavi Teknolojileri

Endokrin cerrahisinde kullanılan teknolojiler hızla gelişmektedir. Günümüzde minimal invaziv cerrahi teknikler ve robotik cerrahi yöntemleri, bu alanda oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Minimal invaziv cerrahi, geleneksel açık cerrahiye kıyasla daha küçük kesiler gerektirir ve daha az doku hasarına neden olur. Bu, hastaların iyileşme sürelerini kısaltmakta ve ameliyat sonrası komplikasyon riskini azaltmaktadır.

  • Laparoskopik Cerrahi: Bu teknik, karın boşluğuna küçük bir kamera ve özel aletler yardımıyla girilerek yapılan bir cerrahi yöntemdir. Adrenal bez tümörleri gibi derin bölgelerde bulunan bezlerin çıkarılmasında etkili bir yöntemdir.
  • Robotik Cerrahi: Özellikle daha karmaşık vakalarda cerrahların daha hassas ve kontrollü bir şekilde operasyon yapabilmesini sağlayan robotik cerrahi teknolojisi, endokrin cerrahisinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu teknoloji, cerrahlara daha iyi görsel kontrol sunar ve en zor alanlarda bile yüksek hassasiyetle işlem yapmalarını sağlar.
  • Intraoperatif Nöromonitörizasyon: Tiroidektomi sırasında ses tellerini kontrol eden sinirlerin korunması oldukça önemlidir. Intraoperatif nöromonitörizasyon, cerrahın bu sinirleri izleyebilmesini ve koruyabilmesini sağlayan bir tekniktir. Bu yöntem sayesinde ameliyat sırasında sinir hasarı riski önemli ölçüde azaltılmaktadır.
  • Radyofrekans Ablasyon (RFA): Tiroit nodülleri için cerrahi olmayan bir tedavi yöntemi olan radyofrekans ablasyon, nodülün küçültülmesini sağlar. Bu teknik, özellikle nodülün kanser riski taşımadığı durumlarda tercih edilebilir.

Endokrin cerrahisinin gelişmiş teknolojileri, hem tedavi sürecinin güvenliğini artırmakta hem de hastaların yaşam kalitesini iyileştirmektedir.

Uzmanların Görevleri

Endokrin cerrahları, bu spesifik cerrahi müdahaleler konusunda özel eğitim almış tıp uzmanlarıdır. Cerrahlar, yalnızca endokrin bezlerinin cerrahi tedavisiyle ilgilenmekle kalmaz, aynı zamanda hastaların genel sağlık durumlarını da yakından izlerler. Bir endokrin cerrahisi uzmanı, hormon dengesizliklerinin yol açtığı hastalıkların cerrahi yönetimi konusunda uzmanlaşmıştır.

  • Tiroit Nodülü ya da tiroit kanseri tanısı almış hastaların tedavisini planlamak ve cerrahi operasyonları gerçekleştirmek.
  • Paratiroid bezleri ile ilgili problemleri çözmek için cerrahi operasyonlar yapmak.
  • Adrenal bez tümörleri gibi hormon üreten tümörlerin çıkarılması için cerrahi müdahaleler planlamak.
  • Minimal invaziv ve laparoskopik cerrahi tekniklerini kullanarak hastaların iyileşme süreçlerini hızlandırmak.

Cerrahlar ayrıca ameliyat sonrası hastaların takip süreçlerini yönetir ve hormon tedavileri ile ilgili tavsiyelerde bulunurlar. Cerrahi müdahale sonrası hormon düzeylerinin izlenmesi ve gerektiğinde hormon replasman tedavisinin uygulanması, tedavi başarısının anahtarıdır.

Tedavi Öncesi Hazırlık

Endokrin cerrahisi öncesinde, hastaların operasyon için fiziksel ve psikolojik olarak hazır olmaları önemlidir. Bu hazırlık süreci, cerrahi işlemin başarısını artırmak ve komplikasyon riskini en aza indirmek amacıyla titizlikle planlanır. Tedavi öncesi hazırlık, genellikle multidisipliner bir yaklaşımla yürütülür ve birçok farklı adımı içerir.

  1. Detaylı Tıbbi Değerlendirme: Cerrahi müdahaleden önce hastanın genel sağlık durumu detaylı olarak değerlendirilir. Cerrah, hormon dengesizliklerinin düzeyini anlamak için laboratuvar testleri yapar ve tiroit nodülü ya da adrenal bez tümörleri gibi sorunların boyutunu ve türünü anlamak için ultrason, CT veya MRI gibi görüntüleme yöntemlerine başvurur.
  2. Hormon Seviyelerinin Kontrolü: Endokrin bezleri hormon üretiminden sorumlu olduğu için, cerrahiden önce hastanın hormon seviyelerinin normal düzeyde olması sağlanır. Örneğin, hipertiroidi ya da hipoparatiroidizm gibi durumlar, cerrahi riskleri artırabilir. Cerrahi öncesinde bu hormon dengesizlikleri ilaç tedavisiyle kontrol altına alınır.
  3. Ameliyat Öncesi Diyet ve İlaç Rejimi: Bazı vakalarda, cerrahiden önce özel bir diyet uygulanabilir. Özellikle paratiroid hastalıkları olan hastalarda kalsiyum düzeylerinin dengelenmesi amacıyla diyet ayarlamaları yapılabilir. Ayrıca, cerrahi müdahaleden önce kullanılan ilaçların gözden geçirilmesi ve gerekli durumlarda bazı ilaçların geçici olarak kesilmesi gerekebilir.
  4. Psikolojik Destek: Cerrahi müdahale, özellikle kanser gibi ciddi durumlarla ilişkiliyse, hastaların psikolojik olarak hazırlanması büyük önem taşır. Bazı hastalar için ameliyat kaygısı ciddi bir stres kaynağı olabilir. Bu nedenle, psikolojik danışmanlık hizmeti, tedavi sürecinin bir parçası olarak sunulabilir.

Tedavi Sırasında ve Sonrası Takip

Endokrin cerrahisi sırasında kullanılan cerrahi teknikler ve ameliyat sonrası takip süreci, hastanın genel sağlık durumu ve hastalığın türüne göre değişiklik gösterebilir. Cerrahi sürecin ardından hastanın iyileşme süreci yakından izlenir ve gerektiğinde ek tedavi yöntemleri uygulanır.

Cerrahi Müdahale

Cerrahi müdahale sırasında, cerrah hastanın durumuna ve hastalığın türüne bağlı olarak açık cerrahi ya da minimal invaziv cerrahi tekniklerini tercih edebilir. Örneğin, tiroit nodülü veya adrenal bez tümörleri için laparoskopik cerrahi sıklıkla kullanılır. Bu teknik, küçük kesiler aracılığıyla operasyonun gerçekleştirilmesini sağlar ve hastanın iyileşme sürecini hızlandırır.

  • Tiroidektomi: Tiroit bezleri ile ilgili sorunlarda, tiroit bezinin bir kısmının ya da tamamının çıkarılması işlemidir. Cerrahlar, tiroit bezinin etrafındaki sinirlerin ve damarların korunmasına özen gösterir. Ameliyat sırasında, cerrahın en büyük önceliği, ses tellerine zarar vermemektir.
  • Paratiroidektomi: Hiperparatiroidizm cerrahisi olarak da bilinen bu işlem, paratiroid bezlerinin fazla çalışmasından kaynaklanan kalsiyum dengesizliklerini çözmek için yapılır. Cerrah, paratiroid bezlerinin doğru şekilde çıkarılmasını sağlarken, hastanın kan kalsiyum düzeylerini sürekli olarak izler.
  • Adrenalektomi: Adrenal bez tümörleri gibi vakalarda, cerrah adrenal bezin tamamını ya da sadece tümörlü bölgesini çıkarabilir. Genellikle laparoskopik adrenalektomi tercih edilir, çünkü bu yöntem daha az invazivdir ve hastanın iyileşme süreci daha hızlı olur.

Ameliyat Sonrası Takip

Ameliyat sonrası dönem, cerrahinin başarısı ve hastanın uzun vadeli iyileşme süreci açısından oldukça önemlidir. Hastalar genellikle ameliyattan sonra hastanede birkaç gün gözlem altında tutulur ve bu süreçte hormon seviyeleri düzenli olarak izlenir.

  1. Hormon Takibi: Endokrin bezlerinin çıkarılmasının ardından hastaların hormon seviyeleri dikkatle izlenir. Örneğin, tiroit bezi çıkarılan hastaların ömür boyu tiroit hormonu replasman tedavisi alması gerekebilir. Bu tedavi, hastanın vücut fonksiyonlarının normal şekilde devam etmesi için hayati öneme sahiptir.
  2. Yara Bakımı: Minimal invaziv cerrahi yöntemlerde, kesiler genellikle küçüktür ve iyileşme süreci daha hızlıdır. Ancak yine de yara bakımı dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Cerrah, hastanın ameliyat sonrası bakımını yönetmek için detaylı talimatlar verir ve komplikasyon riskini en aza indirmek için gerekli önlemleri alır.
  3. İlaç Tedavisi: Cerrahiden sonra hastaların bir kısmı, belirli bir süre boyunca ilaç tedavisi alabilir. Bu ilaçlar genellikle hormon dengesizliklerini kontrol altında tutmak ya da ameliyat sonrası ağrıyı hafifletmek için kullanılır.
  4. Düzenli Kontroller: Ameliyat sonrası takip sürecinde düzenli doktor kontrolleri oldukça önemlidir. Cerrah, hastanın iyileşme sürecini izler ve gerekirse tedavi planında değişiklikler yapar. Örneğin, tiroit bezleri çıkarılan bir hasta için, tiroit hormonu düzeylerinin sürekli izlenmesi ve gerektiğinde hormon tedavisinin ayarlanması gerekebilir.

Kanıta Dayalı Tedavi Yöntemleri

Endokrin cerrahisi, modern tıbbın kanıta dayalı tedavi yaklaşımlarını içeren bir alandır. Cerrahlar, hastalarının durumuna en uygun tedavi yöntemlerini belirlerken, bilimsel araştırmalara ve klinik kanıtlara dayanırlar. Bu tedavi yaklaşımları, cerrahi sonuçların iyileştirilmesi, komplikasyonların azaltılması ve hastaların yaşam kalitesinin artırılması amacıyla geliştirilmiştir.

  • Tiroit Kanseri Tedavisinde Kanıta Dayalı Yaklaşımlar: Tiroit kanseri cerrahisi, genellikle kanserin evresine ve yayılımına bağlı olarak şekillendirilir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, erken evrede yakalanan tiroit kanserlerinde minimal invaziv cerrahinin güvenli ve etkili olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda, ameliyat sonrası hormon tedavisi ve radyoaktif iyot tedavisi gibi destekleyici tedaviler, cerrahi müdahalenin başarısını artırmaktadır.
  • Hiperparatiroidizm Tedavisinde Kanıta Dayalı Yaklaşımlar: Paratiroid bezleri üzerindeki cerrahi müdahaleler, özellikle son yıllarda geliştirilen intraoperatif PTH ölçümü ve görüntüleme teknikleri sayesinde daha güvenli hale gelmiştir. Bu yöntemler, cerrahların sadece hastalıklı paratiroid dokusunu çıkarmasına olanak tanıyarak hastaların iyileşme sürecini hızlandırmaktadır.

Cerrahların bu tür kanıta dayalı yöntemleri kullanmaları, sadece cerrahi başarıyı artırmakla kalmaz, aynı zamanda hastaların yaşam kalitesini de artırır. Bilimsel kanıtlara dayalı cerrahi müdahaleler, tedavi sonuçlarının öngörülebilirliğini ve güvenilirliğini artırır.

Bölüm İşleyişi

Bir hastanede ya da tıbbi merkezdeki endokrin cerrahisi bölümü, genellikle multidisipliner bir ekip tarafından desteklenir. Bu ekip, cerrahlar, endokrinologlar, radyologlar, anestezi uzmanları ve hemşirelerden oluşur. Tedavi süreci, çeşitli uzmanlıkların bir araya geldiği bir ekip çalışmasını gerektirir.

Bu ekip çalışması sayesinde, cerrahi işlemler daha güvenli ve etkili bir şekilde gerçekleştirilir. Hastaların tedavi sürecinde, hormon dengesizliklerinin yönetimi, cerrahi müdahale ve ameliyat sonrası takip, ekip içindeki iş birliği ile yürütülür.

Güncel Araştırmalar

Endokrin cerrahisi alanında yapılan güncel araştırmalar, tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ve hasta sonuçlarının iyileştirilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu araştırmalar, yeni cerrahi tekniklerin geliştirilmesinden tutun, minimal invaziv cerrahinin uzun vadeli sonuçlarını incelemeye kadar geniş bir yelpazede sürdürülmektedir.

  1. Minimal İnvaziv Cerrahi Teknikleri Üzerine Araştırmalar: Son yıllarda yapılan çalışmalar, minimal invaziv cerrahinin etkinliğini ve güvenliğini araştırmaya odaklanmıştır. Özellikle tiroit kanseri ve adrenal bez tümörleri gibi hastalıklarda, laparoskopik cerrahi ve robotik cerrahi yöntemlerinin uzun vadeli sonuçları incelenmektedir. Bu araştırmalar, minimal invaziv cerrahi tekniklerinin hem komplikasyon oranlarını azalttığını hem de hastaların iyileşme sürecini hızlandırdığını göstermektedir.
  2. Tiroit Kanserinde Yeni Tedavi Yöntemleri: Tiroit kanseri tedavisinde yeni geliştirilen cerrahi olmayan yöntemler de büyük ilgi görmektedir. Özellikle erken evrede tespit edilen tiroit nodüllerinin tedavisinde, radyofrekans ablasyon (RFA) gibi non-invaziv teknikler üzerine yapılan araştırmalar, bu yöntemlerin güvenli ve etkili olabileceğini ortaya koymaktadır. Bu tür alternatif yöntemler, özellikle cerrahi müdahale için uygun olmayan hastalar için umut vadetmektedir.
  3. Paratiroid Bezi Hastalıklarında İleri Görüntüleme Teknikleri: Paratiroid hastalıkları tedavisinde intraoperatif görüntüleme tekniklerinin kullanımı üzerine yapılan araştırmalar, cerrahi başarıyı artırmakta önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle hiperparatiroidizm cerrahisinde intraoperatif PTH (paratiroid hormonu) seviyelerinin anlık olarak ölçülmesi, cerrahın sadece hastalıklı dokuyu çıkarmasını sağlamaktadır. Bu, hem daha kısa cerrahi süreleri hem de daha düşük komplikasyon oranları anlamına gelir.
  4. Hormon Replasman Tedavileri Üzerine Araştırmalar: Tiroidektomi ve adrenalektomi gibi cerrahiler sonrasında uygulanan hormon replasman tedavilerinin uzun vadeli etkileri üzerine yapılan araştırmalar, hastaların yaşam kalitesini artırmak için daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlamaktadır. Bu çalışmalar, hangi hormon replasman tedavisinin hangi hastalarda en iyi sonuç verdiğini belirlemek açısından önem taşır.
  5. Cerrahi Sonrası Takip ve Komplikasyon Yönetimi: Ameliyat sonrası takip süreçlerinin optimizasyonu ve komplikasyonların önlenmesine yönelik yapılan araştırmalar, endokrin cerrahisi alanında önemli bir gelişme olarak öne çıkmaktadır. Özellikle ses tellerine zarar gelmesi gibi komplikasyonların önlenmesi için intraoperatif nöromonitörizasyon tekniklerinin kullanımı yaygınlaşmaktadır.

Bu güncel araştırmalar, endokrin cerrahisinin daha güvenli, etkili ve hasta dostu hale getirilmesine katkı sağlar. Ayrıca, cerrahların kanıta dayalı tedavi yöntemlerine erişimini artırarak, en iyi klinik sonuçların elde edilmesini sağlar.

Bu Bölüme Hangi Doktor Bakar?

Endokrin cerrahisi bölümü, genellikle hormon üretimi ve endokrin bezleri ile ilgili sorunların cerrahi tedavisi konusunda uzmanlaşmış cerrahlar tarafından yönetilir. Bu cerrahlar, tıp eğitimlerini tamamladıktan sonra, cerrahi uzmanlık eğitimi sırasında endokrin bezleri üzerine yoğunlaşan ek bir eğitim alırlar.

  • Endokrin Cerrahisi Uzmanı: Bu uzmanlar, özellikle tiroit bezleri, paratiroid bezleri ve adrenal bezler gibi hormon üreten organların cerrahi tedavisinde uzmanlaşmıştır. Tümörler, kistler, nodüller gibi endokrin bezlerinde ortaya çıkan anormalliklerin çıkarılmasında cerrahi müdahaleler yaparlar.
  • Endokrinologlar: Endokrin cerrahları ile sıkı iş birliği içinde çalışan endokrinologlar, cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulmadan önce hastaların hormon seviyelerini ve genel sağlık durumlarını yönetirler. Cerrahi sonrası dönemde de hormon tedavilerinin düzenlenmesinde önemli bir rol oynarlar.
  • Anestezi Uzmanları: Cerrahi müdahale sırasında anestezi uygulamaları, endokrin cerrahisinde hayati bir öneme sahiptir. Özellikle hormon dengesizlikleri olan hastalarda anestezi yönetimi karmaşık olabilir, bu yüzden deneyimli bir anestezi ekibinin bulunması cerrahi başarı açısından önemlidir.
  • Radyologlar: Endokrin cerrahisinde kullanılan görüntüleme teknikleri, tanı ve tedavi planlamasında kritik rol oynar. Ultrason, CT ve MRI gibi yöntemlerle cerrahi öncesi değerlendirmeler yapılır ve bu süreçte radyologlar büyük sorumluluk taşır.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

1. Endokrin cerrahisi hangi hastalıkları tedavi eder?

Endokrin cerrahisi, hormon üreten endokrin bezleri ile ilgili cerrahi müdahaleleri içerir. Bu bezler arasında tiroit, paratiroid, adrenal bezler ve pankreas yer alır. Tiroit nodülü, paratiroid hastalıkları ve adrenal bez tümörleri en yaygın tedavi edilen durumlardır.

2. Tiroit nodülü ameliyatı nasıl yapılır?

Tiroit nodülleri, genellikle tiroit bezinde bulunan anormal büyümelerdir. Eğer nodül büyükse veya kanser riski taşıyorsa, tiroidektomi adı verilen cerrahi işlem uygulanır. Bu işlem sırasında tiroit bezinin tamamı ya da bir kısmı çıkarılır.

3. Paratiroid bezi ameliyatı sonrası iyileşme süreci nasıldır?

Paratiroid bezi ameliyatı sonrası iyileşme süreci genellikle hızlıdır. Cerrahi müdahaleden sonraki birkaç gün içinde hasta günlük aktivitelerine dönebilir. Ancak, kan kalsiyum seviyeleri düzenli olarak izlenmeli ve gerekirse kalsiyum takviyesi yapılmalıdır.

4. Adrenal tümör ameliyatı sonrası nelere dikkat edilmelidir?

Adrenal tümör ameliyatı sonrası hastaların hormon seviyeleri dikkatle izlenmelidir. Adrenalektomi sonrası bazı hastaların ömür boyu hormon tedavisi alması gerekebilir. Ayrıca, yara bakımı ve cerrahi sonrası ağrı yönetimi de önemlidir.

5. Endokrin cerrahisinde kullanılan minimal invaziv teknikler nelerdir?

Minimal invaziv teknikler arasında laparoskopik cerrahi ve robotik cerrahi en yaygın olanlardır. Bu yöntemler, daha küçük kesilerle cerrahi işlemlerin gerçekleştirilmesini sağlar ve iyileşme süresini kısaltır.

6. Tiroit kanseri için en iyi tedavi yöntemi nedir?

Tiroit kanseri tedavisi, kanserin evresine ve yayılımına bağlı olarak değişiklik gösterir. Erken evre kanserlerde tiroidektomi genellikle ilk tercih edilen tedavi yöntemidir. İleri evre kanserlerde ise ameliyat sonrası radyoaktif iyot tedavisi uygulanabilir.

7. Endokrin cerrahisi sonrası hormon tedavisi gerekli midir?

Cerrahi müdahale sonrası bazı hastaların hormon replasman tedavisi alması gerekebilir. Özellikle tiroit bezleri ya da adrenal bezler çıkarılan hastaların ömür boyu hormon takviyesi yapması gerekebilir.

Bağlantılar

İç bağlantılar:

Dış bağlantılar:

Quiz: Bilgini Test et.

1. Endokrin cerrahisi hangi hastalıkların cerrahi tedavisi ile ilgilenir?
a) Kalp rahatsızlıkları
b) Sinir sistemi hastalıkları
c) Endokrin bezleri hastalıkları
d) Sindirim sistemi hastalıkları

2. Tiroit bezinin tamamen çıkarılmasına ne ad verilir?
a) Laparoskopi
b) Tiroidektomi
c) Adrenalektomi
d) Paratiroidektomi

3. Endokrin cerrahisinde yaygın olarak kullanılan minimal invaziv cerrahi yöntemi hangisidir?
a) Açık cerrahi
b) Radyoterapi
c) Laparoskopik cerrahi
d) Kemoterapi

4. Hiperparatiroidizm cerrahisinde kullanılan teknik nedir?
a) İlaç tedavisi
b) Kemik yoğunluğu ölçümü
c) Paratiroidektomi
d) Kemoterapi

5. Ameliyat sonrası ses tellerini korumak için hangi teknik kullanılır?
a) Endoskopi
b) Nöromonitörizasyon
c) Radyofrekans ablasyon
d) Tomografi

6. Hangi bez, kalsiyum dengesini düzenler?
a) Tiroit
b) Paratiroid
c) Pankreas
d) Adrenal

7. Endokrin cerrahisinde kullanılan radyofrekans ablasyon, hangi duruma yönelik bir tedavi yöntemidir?
a) Tiroit nodülleri
b) Paratiroid hastalıkları
c) Pankreas tümörleri
d) Adrenal bez tümörleri

Doğru cevaplar: (1: c, 2: b, 3: c, 4: c, 5: b, 6: b, 7: a)

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version